EY ÖZGÜRLÜK ! | Feride Hande Gemici
Pazar, 21 Kasım 2010 00:00EY ÖZGÜRLÜK !

Bilmeyenimiz yoktur herhalde şu satırları :
“ ..Dışarda deli dalgalar,gelip duvarları yalar;beni bu sesler oyalar,Aldırma Gönül Aldırma …“
Ünlü şair ve yazar Sabahattin Ali ‘nin eşsiz kelimeleriyle hayat bulmuş,yine çok değerli sanatçımız Edip Akbayram tarafından seslendirilerek ölümsüzleştirilmiş bir eserdir ; Aldırma Gönül…Kayseri’den kalkıp büyük bir coşku ile yeni yerleri keşfetmek ve bitmek bilmeyen fotoğraf çekme arzumuzu tatmin etmek adına bulunuyoruz SİNOP ta..Kayseri UFAD( Ulusal Fotoğraf Amatörleri Derneği ) Ekibimiz ile her zamanki gibi keyifle ulaşıyoruz Sinop’a.Bizi Sinop Fotoğraf Amatörleri Derneği’nden Başkan Aydın ve Erdem karşılıyor.2 günlük Sinop seyahatimize içten bir dostluk ile eşlik ediyorlar.Sinop haricen anlatılmaya değer, Karadeniz’in bir anlamda Bodrum’u…Denizi,havası,doğası ve insanı ile başlı başına bir yazının konusu olmayı fazlasıyla hak ediyor.Umarım devam edecek yazılarımda detaylıca Sinop ve diğer gezi mekanlarımıza değinirim.Ancak bu kez ÖZGÜRLÜK hakkında epeyce düşünüp kendim ile başbaşa kalmamı sağlayan Sinop Cezaevi ve ruhuma bıraktıklarını paylaşacağım.
Gezimizin ilk günü ziyaret ediyoruz Sinop Cezaevini. Yerleşim olarak çok büyük bir alana sahip Sinop Cezaevi. Zaten Sinop ilinin kuruluşu bu Cezaevi sayesinde oluyor. Bundan tam 4000 yıl önce içinde bulunduğu Kaleyi inşa ediyor Gaskalılar. Sinop’un yerleşim yeri olarak kurulması da kale ve cezaevinin kullanılmasından sonraya dayanıyor.
Çocuk Islahevi bölümü ile başlıyoruz keşfe. Buranın devasa pencere ve yüksek duvarlarını görünce yumruk yemiş gibi hissediyorum kendimi. Yaşamın, yaşamanın henüz ne olduğunu anlamadan “özgürleşememeyi” öğrenmiş küçücük bedenlerin varlığını hissediyorum… O kadar yüksek ki pencereler; pek fena sayılmayan boyum ile pencereden dışarı bakmaya zorlanırken henüz ergenlik dönemini tamamlayamamış küçük bedenleri hayal ediyorum. Oyun oynayarak birbirlerine omuz vermeye çalışmamışlarsa eğer; az zaman mavi çoğu zaman gri gökyüzünden başka bir yere bakamadıklarını düşünüyor, üzülüyor ve nefret ediyorum; insanlığa nereden bulaşmışsa bulaşan kötülüklerden ,bunlara sebep olan düşüncelerden belki de kendi halimden … Bilmeden de olsa birbirimizin hayatlarının sebep ve sonuçları olduğumuzu yineliyorum kafamda.Cezaevine girenlerin bir kısmı Kaderin Mahkumları olarak adlandırılır ya ,ıslah evinde bulunan küçük bedenlere kader mahkumları bile demeye dilim varmıyor;henüz yaşanmamışlıkları ile kaderin neresinde olduklarını bilemiyorum;yalnızca keder ile mahkum olunanlar demek geliyor içimden. Hep beraber cezaevinin koridorlarında gezmeye devam ediyoruz. Fotoğraf aşkıyla, ıslah evinin eşsiz ışık alan koridorlarında en anlamlı, en görsel açıyı kadrajımıza dahil etmeye çalışıyoruz.

 


Görüş odalarına çıkmadan önceki ziyaretimizi ZİNDAN a yapıyoruz. ZİNDAN ve PRANGA kelimelerini beynime adeta kazıyorum.
ZİNDAN; öyle izbe, karanlık bir oda ki makinelerimizin flaşlarını kullanarak o ürkütücü manzarayı görüyoruz. Esareti görmek, yanı başında durmak ve çok değil 15- 20 yıl öncesine kadar İNSANoğlunun pranga zincirleri içinde HİÇ ve ÇARESİZ olma duygusunu, hissetmenin ötesinde yaşıyoruz adeta…
Zindan içinde geçirdiğimiz zamanda; ayrılıklarımın, kavuşmalarımın, hüzünlerimin, elde ettiklerimin, henüz edemeyip hayal ettiklerimin ve tüm arzularımın anlamsız, varlığımızın ise bir o kadar çaresiz kaldığını hissediyorumPranga zincirlerini büyük bir mutluluk içinde arkamızda bırakarak çıkıyoruz Zindan dan…Görüş odalarının bulunduğu bölüme geçiyoruz.Ben,Yusuf Ağabey ve Yaşar suskunluk içinde geziyoruz burayı.Görüşlerin yapıldığı yere yansıyan gün ışığı ,sarıya dönen rengi ile bu koğuşları aydınlatarak bir romanın içindeki kesiti tasvir ediyor adeta.Kısa da olsa dış dünyadan,özgürlerden haberdar olmanın yüzlerde yarattığı yorgun ama mutlu ifadeleri düşünüyorum.Sinop’a gitmeden önce cezaevi ile ilgili olarak bir arkadaşımın “Cezaevine gittiğinde gözlerini kapa ve yaşananları hayal etmeye çalış,hayattaki DİĞER her şeyin ne kadar anlamsız olduğunu göreceksin”sözlerini düşünüyorum.Belki de beynime yer eden bu sözlerin etkisi ile her köşede özgürlüğüne hasret ,geçmişine küs insanları tasavvur ederek geziyorum bizim Alkatraz’ı…
Az biraz özgürlüğe yol alıyoruz…Jiletli teller ile örülmüş ,yüksek duvarları ile karşılıyor cezaevinin bahçesi bizleri. Pek çoğumuz kimi zaman aynı anda zıt duygulaı barındırmışızdır bünyemizde.Aşıkken aynı zamanda nefret etmişizdir birinden;çok isterken geri tepmişizdir fırsatları. Cezaevinin avlusu bu tip bir duygu uyandırdı bende.Yeşilliklerin arasında kalmış yüzü soğuk duvarlar ve gözümün önünden gitmeyen jiletli teller ile “Az biraz Özgürlük mü “ demek geldi içimden...
Gözüm hala jiletli tellere takılı kamışken,cezaevini bizimle birlikte gezen onlarca yerli turistten biri yanıma yaklaşıyor ve benimle dikenli tellere bakarak cezaevinde geçirdiği bir süreyi kısaca anlatmaya başlıyor birden.Gerçek bir Kader Mahkumu tarafından diğer Kader Mahkumlarını,onların hayallerini,cezaevine gizlice sokulan incecik bir kitabın,temiz iç çamaşırlarının,eğer becerilebilirse koğuşlara gönderilen taze hamur işlerinin basit ama bir o kadar büyük mutluluklarını paylaşıyorum.Bir yabancı olduğuma aldırmadan, bir zamanlar bir başka avludan o jiletli tellere bakarken ÖZGÜRLÜĞÜN en büyük saadet olduğunu gözleri dolarak anlatıyor bizim kader mahkumu.Bencilce bir tavırla belki de mutluluk duyuyorum sahip olduğum özgürlükten.Biraz sonra bu duvarlardan kurtulup ÖZGÜRCE konuşup,gülüp,yürüyeceğim için seviniyorum.
Aydın ve Erdem ile az biraz daha turlamaya devam ediyoruz cezaevini.Sabahattin Ali’nin tam da orada Aldırma Gönül ü yazdığı koğuşunu ve dalgaların gerçekten yaladığı o duvarı gösteriyorlar bana.Fotoğraflıyorum ve sizinle de paylaşıyorum bu eserin yaratıldığı Sinop Cezaevini…


Ekip yavaş yavaş toparlanmaya ve çıkışa doğru ilerlemeye başlıyor. Beni ise kim prangalayabilir ki artık ?Bu denli yoğun duyguların ağırlığı üzerimde yine de Özgürce koşuyorum bizimkilerin yanına. Sinop Cezaevine gelmişiz; modellik yapmadan, güzel bir kompozisyon yaratmadan dönmek olmaz diyorum ve birkaç poz veriyorum bizim fotoğraf aşıklarına…Sabahattin Ali’nin o meşhur duvarına yaslanarak objektife gülümsüyor ve mırıldanıyorum :
“.. Yaldızlı imgelere, Toplara tüfeklere, Kralların tacına
En güzel gecelere, Günün ak ekmeğine, Yazarım adını
Tarlalara ve ufka, Kuşların kanadına, Gölgede değirmene yazarım
Uyanmış patikaya, Serilip giden yola, Hınca hınç meydanlara adını
Ey özgürlük!”
EY ÖZGÜRLÜK; SAKIN BIRAKMA BİZİ!

Ziyaretçi Yorumları
  • yasemin
    tüm yorumlar
    YENİ GÖREVİNDE BAŞARILAR DİLERİM CİĞERİM KARDEŞİM. İŞTE SENİN GÜZELLİĞİN . İŞTE SENİN ASALETİN. İŞTE SEN. SENİN GİBİ BİR İNSANIN VARLIGINDAN HABERLERİ OLMALI. SENİ TANIMAYANLAR BİLMEYENLER......
  • yasemin
    tüm yorumlar
    HANDE cim hani yazmışsınız ya BİR HASRET BİN ÖZLEM...aynen öle işte. hümanın kokusunu özledim. sizin sayeniz de hayatım da geçirdiğim en güzel günlerimi özledim. hani siz asansördeyken bile...
  • tüm yorumlar
  • MERYEM
    tüm yorumlar
    müzik zevklerimiz bir olduğu için arattığım bir şarkıda çıktınız karşıma severek takip ediyor ve dinliyorum. Baktım herkez bişeyler yazmış bende yazayım dedim sevgiler.
  • Derya Aksu Demirezen
    tüm yorumlar
    Yıllar önce dede ve babaannem ermeni soykırımından kaçarak ağrı ya gelmişler. Babam liseye kadar yaşamını ağrı yığnıtepe köyünde geçirmiş. Bizler hala oraları göremedik.Sizin bu yazınızı okuduktan...
  • lerzan kara
    tüm yorumlar
    tatlım az evvel gezerken rastladım sana yazılarını okudum geçirdiğin rahatsızlık neydi bilemiyorum ama inş. tekrar yaşamazsın sevdiğim adamla evliyim demişsin bunada çoook içten sevindim çook...
  • selim altındiş
    tüm yorumlar
    Sevgili Feride Hande; kişisel sayfanın yeni yüzü çok hoşmuş yazılarını sevrek okumaya devam edecez.sevgiler saygılar...
  • Derya Aksu Demirezen
    tüm yorumlar
    Bahtsızım demek kabul edip önüne çıkan fırsatlar varsa bile değerlendirememek, doğru anda doğru hareketi yapamamak, fırsatı görüp değerlendirememek gibi sayamayacağım kadar çok şeye sebep olan...
  • Derya Aksu Demirezen
    tüm yorumlar
    Merhaba; Yazılarınızı çok severek okuyorum. Beni farklı açılardan düşündürtüp, hayata dair yeni pencereler açıyor. Yüreğinize, elinize sağlık. Yeni siteniz de çok güzel olmuş. Hayırlı olsun! Sevgi...
  • meral özkan
    tüm yorumlar
    Güzel kızım, Erdemin, derinliğin, güçlü kişiliğin ve yaşının çok üzerindeki olgunluğun, yazılarına o kadar güzel yansımış ki... Geçmişe dair gönül gezdirdiğim bir ruh hali içinde, başta annen...
  • tüm yorumlar
  • tüm yorumlar