Zeytin Seremonisi | Feride Hande Gemici
Çarşamba, 13 Nisan 2011 00:00Zeytin Seremonisi

Şu hayatta kendimizi şanslı hissettiren kaç kişi tanıyoruz acaba ? Ve hatta kaç kişiyi bu denli koşulsuzca sevebiliyoruz dersiniz ? İşte ben onlardan biriyim. Hayatımda Ümran Tunoğlu diye bir kadın, gerçek bir insan var. Belki de bana kızacak ama onun o eşsiz samimi kaleminden bir yudum yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.Ümoşuma da teşekkür ediyorum...Hayatımın daimi varlığı olmasını da Tanrı' dan diliyorum...

ZEYTİN SEREMONİSİ

"Güneş, sabah sabah içimize yaşam sevinci ışıltıları serpiştiriyorken ,yeğenimle güzel bir günü karşılamanın mutluluğu içindeyiz.Balkonda  birlikte kahvaltı ediyoruz ,çevremizde   cıvıl cıvıl sesleriyle kuşlar , yüzümüzde serin rüzgar bize eşlik ediyor.   Gündelik yaşamdan ,gelecekten ,  bahsederek sohbet ediyoruz.Sonra yeğenim durup dururken  bana ''halacığım ,zeytinin tadını tarif eder misin , ben bir türlü tanımlayamıyorum  yardımcı olur musun?''dedi.  Birden afallamıştım ,ne diyeceğimi ilk anda kestiremedim .En iyisi ağzıma bir tane zeytin almak dedim ,sert olan kırma yeşil zeytini severdim .. ..önce biraz ısırdım, tadını ,hafifliğini almak istedim,ilk ısırığımla birlikte  sanki zeytin ağacının yanına gidivermiştim ,göz kamaştırıcı ,parlak  griyle yeşil arasında kararsız kalmış renkli yapraklarına dokunmuştum .Daha sonra ikinci ısırığımı aldım ,şimdi ellerim meyvelerindeydi ,hangisi olmuş olmamış ona bakıyordum ,koparmaya kıyamıyordum sonra zeytini çekirdeğiyle birlikte ağzıma attım ve kırma şeklini birazdan verecek olan  çekiç sesi duydum, peşi sıra gelen zeytinyağı olma aşamaları ,yoğunlaşmayı çekirdeğini eminceye kadar tadımsayarak damağımda  erittim ve damıtılmış acımtırak lezzetini adeta yudumladım ancak  daha sonra  farkına vardım ki   ben  hep zeytini  hiç tadına varamadan  bir seferde yemiştim .yeğenimle yağtığımız zeytin yeme seremonisinden sonra   tadına varamadığım daha neler var acaba dedim kendi kendime ve  beni bu konuyu düşünmeye ittiği güzel sorusu  için yeğenime teşekkür ettim .  

  
Açıkçası ,devam eden günlerde kendimi takip ettim ve gördüm ki lezzetlerine tam varamadığım sadece yemekler değildi ,  çok hızlı hareket eden yeni dünya düzenine bende kapılmış gidiyordum .Sabah alarmla uyanıyor biraz daha uyumaya isteğim var iken , birden bire kalkıp giyiniyor,asansörle inmeye çalışırken ne kadar meşgul bu diye daha günün ilk dakikalarında sinirlenmeye başlıyordum oysa merdivenlerden üçer beşer koşarak inebilirdim.Sonra trafik  bütün gün ensemden dik dik bakıyor , iş dünyasında  ise sabırsızlıkla  işlerinin bir an önce hallolmasını isteyen insanlar sırada bekliyorlardı.Her zaman nedense herkesin yetişmek zorunda olduğu başka bir acelesi  oluyordu. Evde akşam  için pişecek yemek ,okuldan alınacak cocuk ,ödenmesi gereken borçlar,imzalanması gereken sözleşmeler,yapılması gereken görüşmeler,uğranması gereken firmalar, bu yapılası işler arasında sürekli bir hızlılık ve yetişme telaşı içinde olunuyordu ,gereklilikler istilası sarmıştı  insanlığı  ve  hep beraber nereye  yetişiyorduk  merak ediyordum .,Bu hırs duygumuzu palazlayan görsel ve işitsel iletişimler sayesinde ömürlerimizİ  tadına varamadan tüketmek zorunluluğu neden doğuyordu ,anlamak istedim ,.......anlayamadım .
Sınırı var mıydı bu hızlı gidişin  bilmiyorum ,şayet  yaşamımız  makinelere ayak uydurarak  hızlanıyorsa bu yolculuk ya  duvara çarparak bitecekti  ya da bitiş çizgisini geçersen ..... Gündelik  hayatta  çarpışmayı  yaşamış olmak  demek: dibe vurmak ,kaybeden olmak ,ezik olarak tanımlanmak  gibi tekrarlar içinde yansımalar ile hissedilebilir  ancak bilinmelidir ki bu haller farkındalığı başlatan, uykudan uyandıran ,zamanın ,çevrenin ,ailenin dahası insanın ,canlının kıymetini her anın tadını yakalamayı  ,yaşama arzusu içine olmayı başlatanlardır ...Diğer tarafta  ise yaşamda hala tam hızla  devam edenlerin bitiş çizgisi nerede olacak ve kimler  bayrağını  indirecek diye düşündüğümde cevabı bulamadım ......yoksa gerçekten bir limit kalmadı mı artık ?"

Ziyaretçi Yorumları
  • yasemin
    tüm yorumlar
    YENİ GÖREVİNDE BAŞARILAR DİLERİM CİĞERİM KARDEŞİM. İŞTE SENİN GÜZELLİĞİN . İŞTE SENİN ASALETİN. İŞTE SEN. SENİN GİBİ BİR İNSANIN VARLIGINDAN HABERLERİ OLMALI. SENİ TANIMAYANLAR BİLMEYENLER......
  • yasemin
    tüm yorumlar
    HANDE cim hani yazmışsınız ya BİR HASRET BİN ÖZLEM...aynen öle işte. hümanın kokusunu özledim. sizin sayeniz de hayatım da geçirdiğim en güzel günlerimi özledim. hani siz asansördeyken bile...
  • tüm yorumlar
  • MERYEM
    tüm yorumlar
    müzik zevklerimiz bir olduğu için arattığım bir şarkıda çıktınız karşıma severek takip ediyor ve dinliyorum. Baktım herkez bişeyler yazmış bende yazayım dedim sevgiler.
  • Derya Aksu Demirezen
    tüm yorumlar
    Yıllar önce dede ve babaannem ermeni soykırımından kaçarak ağrı ya gelmişler. Babam liseye kadar yaşamını ağrı yığnıtepe köyünde geçirmiş. Bizler hala oraları göremedik.Sizin bu yazınızı okuduktan...
  • lerzan kara
    tüm yorumlar
    tatlım az evvel gezerken rastladım sana yazılarını okudum geçirdiğin rahatsızlık neydi bilemiyorum ama inş. tekrar yaşamazsın sevdiğim adamla evliyim demişsin bunada çoook içten sevindim çook...
  • selim altındiş
    tüm yorumlar
    Sevgili Feride Hande; kişisel sayfanın yeni yüzü çok hoşmuş yazılarını sevrek okumaya devam edecez.sevgiler saygılar...
  • Derya Aksu Demirezen
    tüm yorumlar
    Bahtsızım demek kabul edip önüne çıkan fırsatlar varsa bile değerlendirememek, doğru anda doğru hareketi yapamamak, fırsatı görüp değerlendirememek gibi sayamayacağım kadar çok şeye sebep olan...
  • Derya Aksu Demirezen
    tüm yorumlar
    Merhaba; Yazılarınızı çok severek okuyorum. Beni farklı açılardan düşündürtüp, hayata dair yeni pencereler açıyor. Yüreğinize, elinize sağlık. Yeni siteniz de çok güzel olmuş. Hayırlı olsun! Sevgi...
  • meral özkan
    tüm yorumlar
    Güzel kızım, Erdemin, derinliğin, güçlü kişiliğin ve yaşının çok üzerindeki olgunluğun, yazılarına o kadar güzel yansımış ki... Geçmişe dair gönül gezdirdiğim bir ruh hali içinde, başta annen...
  • tüm yorumlar
  • tüm yorumlar